tim

TİM İhracatçı Eğilim Araştırması – 2017 1.Çeyrek

 

 

TİM – İhracatçı Eğilim Araştırması

 

Geçtiğimiz haftalarda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından “İhracatçı Eğilim Araştırması” yayınlandı. İhracat için önemli veriler var. Hem geçmiş dönem verileri değerlendirilmiş hem de gelecekteki beklentiler hakkında araştırma yapılmış. Bu hafta bu araştırma verilerini değerlendirdim.

 

 

Araştırma TİM’e üye olan firmalardan elde edilen verilere dayanıyor. Araştırmaya katılan firma sayısı belirtilmemiş. Sorular tüm üyelere gönderilmiş fakat kaç tanesinin araştırmaya katıldığı belirtilmemiş.

 

İhracat Yapan İller

Yapılan çalışmaya göre ihracatçıların en yoğun olduğu il İstanbul. İhracat yapan firmaların %50’si İstanbul merkezli. Ardından %8 ile İzmir ve Bursa geliyor. Ankara %7 ile 4.sırada. Kayseri, Manisa, Denizli, Gaziantep gibi Anadolu illeri ise %2’şer paya sahip. Ağırlığın İstanbul’da olmasını kurumsal firmaların İstanbul merkezli olmaları ile açıklayabiliriz. Buna ilave olarak yüksek hacimlerde ihracat yapan birçok Anadolu firması, İstanbul’da kendi dış ticaret şirketlerini kurarak ihracatlarını İstanbul’dan gerçekleştiriyor. Bu sebeplerden dolayı İstanbul ilk sırada çıkıyor.

 

İhracat Yapılan Sektörler

Sektörlere baktığımızda ilk sırada tekstil geliyor. %13 ile ilk sırada olan tekstil ve hammaddeleri sektörünü kimyevi maddeler (%11) ve demir/demir dışı metaller (%11) izliyor. Katma değerli olarak değerlendirdiğim elektrik-elektronik ve hizmet sektörü ise %8 ile 6.sırada.

Tekstilin ilk sırada olması, ülke konumu ve maliyetleri sebebiyle normal karşılanabilir. Avrupa’nın dibinde ve üretim maliyetleri Avrupa’ya göre daha düşük olan bir ülke olarak tekstil sektörü ülkemizin lokomotif sektörlerinden. Net olarak konuşabilmek için bu veriye ilave olarak tekstil sektöründe satılan ürünlere ve ortalama satış fiyatlarına da bakmakta fayda var fakat şu cümlenin büyük oranda doğru olduğunu düşünüyorum: Tekstil sektöründe, ağırlıklı olarak yurt dışındaki marka ve firmalara fason üretim yapıyoruz. Yani düşük katma değer ile yüksek hacimli ürünler satıyoruz.

 

Şirketler ve ülke olarak katma değerli sektörlere yönelmedikçe, markalaşma yoluna çıkmadıkça katma değeri düşük olan tekstil sektörü ilk sırada yer almaya devam edecek. Yapmamız gereken bir an önce markalaşmaya önem vermek ve katma değerimizi artırmak. Bu konuda daha önce yazdığım diğer yazıya da göz atmak isteyebilirsiniz.

 

İhracat Rakamları

 

TİM, firma başına ihracat tutarlarını da incelemiş. 2017 ilk çeyreğinde firmaların %34,9’u 10-100 bin USD arasında ihracat yapmış. %32’si ise 100 bin-1 milyon USD arasında ihracat yapmış. 100 bin-1 milyon USD ihracat rakam aralığının geniş olduğunu düşünüyorum. 100-500 bin ve 500 bin-1 milyon USD gibi sınıflandırmak daha sağlıklı bir fikir verebilirdi. Bu şekilde firmaların ihracat miktarlarını yoğunlaştığı hacmi daha yakın gözlemlemek mümkün olurdu.

Yine de şunu söylemek mümkün: Firmaların %67’si 1 milyon USD altında ihracat hacmine sahip. Tabi ki ürün bazında ve sektör bazında bu rakamları değerlendirmek daha sağlıklı fakat 1 milyon USD’nin kritik eşik olarak değerlendirildiğini söylemek mümkün.

 

 

2017 ilk çeyrekte ihracat yapan firmaların ürün tedarikleri de incelenmiş. Firmaların %54’ü kendi üretimlerini ihraç ederken %40’ı yurt içinden tedarik ederek ihracat yapıyor. Dış ticaret şirketlerinin yoğun olarak çalıştığını söylemek mümkün.

 

İhracat Yapılan Ülke Sayısı

Aynı dönem için firmaların ihracat yaptıkları ülke sayılarına bakıldığında tablodaki durum karşımıza çıkıyor. Firmaların %26’sı sadece 1 ülkeye ihracat yapıyor. %36’lık bir grup ise 2 ila 5 arasında ülkeye ihracat yapmış.

Bu rakamların yanı sıra firmaların ihracat miktarlarına da bakmak daha sağlıklı bir inceleme sağlayacaktır. Tek ülkeye ihracat yapan firmaların ihracat miktarı ne kadar? Tek ülkeye 10 bin USD mi ihracat yapmış? 10 milyon USD mi ihracat yapmış?

Her halükarda ihracat yapılan ülke sayısının artması, alınan ülke riskini azaltacaktır. Örneğin sadece Rusya’ya ihracat yapan birçok firma son 1 yıldır yeni pazarlar arayışında. Farklı ülkelere ihracat yapıyor olmak, riskleri dağıtmak anlamına geldiğini daha önceki yazılarımda da belirtmiştim.

 

Araştırmada 2017 ilk çeyrekte ihracat yapılan yeni ülkeler de irdelenmiş. Firmaların %51’i yeni pazarlara girmediklerini belirtmişler. %30’u ilave yeni 1 ülkeye girebildiklerini belirtmiş. Burada yeni ülke olmadığını belirten %51’lik kısım ile sebeplerini konuşmak çok önemli. Yeni bir ülkeye girmek istemişler mi? Yoksa mevcut pazarlarındaki ihracat rakamlarını mı artırmışlar? Yeni bir ülkeye girmek istedilerse neden henüz ihracat gerçekleşmemiş? Gerekli adımlar atılmış mı? Hedef pazardaki firmalar ile görüşmeler mi devam ediyor? Yoksa pazarda doğru satış kanalını, doğru partneri mi bulamamışlar? Bu önemli sorular firmalara sorulmuş olabilir fakat araştırmada bunlar ile ilgili bir veri bulunmuyor.

 

Önem verdiğim bir diğer araştırma sonucu da ihracat yaparken karşılaşılan sorunlar. %43 döviz kurlarını sorun olarak belirtmiş. Açıkçası döviz kurunun sorun olarak belirtilmesi ihracatçı açısından biraz şaşırtıcı. İhracat doğası gereği döviz kurunu ve riskini bulunduran bir iş kolu. Bu riski azaltmak için de farklı finansal enstrümanlar mevcut. Fakat firmalarımız bunları yeterli olarak kullanmıyorlar.

 

Aşağıdaki diğer görsel de bu dediğimi doğrular konumda. Döviz kredisi ve spot piyasa konusunda %64’lük kısım kullandığını beyan etmiş. Diğer finansal enstrümanlarda en yüksek kullanım oranı %34. Birçok firmanın bilgisi olsa da bu yöntemleri henüz kullanmamış. Döviz kuruna karşı alınabilecek önlemler kullanıldığında döviz kurunu sorun olarak karşılama oranı da düşecektir. Döviz kuru her sektör için var. Önemli olan firmaların bunu ne kadar yönetebildiği. Döviz kurunun dalgalanmasını dikkate almadığı için son anda fiyatını artıran ve sipariş alamayan firmalar biliyorum maalesef.

 

 

İhracatçı Kur Beklentisi

Firmalara Haziran sonu kur beklentileri de sorulmuş. Dolar için 3,72; Euro için 3,99 kur beklediklerini belirtmiş firmalarımız. Bu hafta başında doların 3,60 civarında, Euro’nun 4 civarında olduğunu hatırlatmakta fayda var. 1 ay sonra ne olacağını o tarihte hep beraber göreceğiz. Firmaların enflasyon beklentisi %9,78; 2017 ilk 6 aylık büyüme beklentisi %3,05 olarak belirtilmiş. İlerleyen aylarda hepsini tekrar beraber değerlendiririz.

 

Bu sene içerisinde limited ve anonim şirketlere e-ticaret sitelerine üye olmaları için maddi destekte bulunulmuştu. Ekonomi Bakanlığı, onaylı e-ticaret sitelerine üye olan şirketlere %80 oranında maddi destekte bulundu. Bu destekten haberdar olup olmadıkları sorulmuş firmalara. %59 gibi bir oran haberi olmadığını belirtmiş. Son derece yüksek bir oran olduğunu düşünüyorum. Bu konuda Ekonomi Bakanlığı da kendini sorgulamalı. Böyle ciddi bir desteğin duyurulamaması 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi varken çok iyi olmamış.

 

İhracatçıların Sorunları

 

 

 

 

 

 

 

Daha önce ihracat yapan fakat 2017 ilk 3 aylık dönemde ihracat yap(a)mayan firmalar da incelenmiş. Bu sene ihracat yapmama sebepleri sorulmuş. %37’si pazarlarını kaybettiklerini belirtmişler. Buna sebep olarak sunumda daha önce belirtilen ihracatçıların karşılaştığı sorunlardan vize sorunları, 15 Temmuz sonrası müşteri ziyaretlerindeki aksamalar, gümrüklerdeki sorunlar verilebilir. Hepsi aynı zincirin halkaları.

 

 

 

 

2017 ilk çeyrek verilerini tek başına yorumlamak çok yeterli değil. Bir veriyi diğer dönemler ile karşılaştırdığınızda gelişimi veya nerede geride kaldığınızı görebiliyorsunuz. İlerleyen dönemler için bu veriler açıklandığında karşılaştırmalı olarak değerlendireceğim.

 

Umarım ilerleyen dönemleri daha güzel veriler ile değerlendirme imkanımız olur.

 

 

Saygı ve sevgilerimle,

 

Ümit Osman YILMAZ

ihracatEksperi.com

 

Not : Yazıyı yazarken araştırmada dikkatimi çeken rakamlar ve verilerden yararlandım. Sunumun tamamını buradan görüntüleyebilirsiniz.

 

 

 

 

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir