İhracatta Konfor Alanı

 

Konfor Alanı & İhracat İlişkisi

Hepimiz konfor alanı terimini duyuyor ve sık sık kullanıyoruz. Sağlıklı olarak ilerleyebilmek adına öncelikle konfor alanının ne olduğuna bakalım:

Konfor alanı; kişinin alıştığı düzeni koruyarak riskten kaçındığı ve içerisinde kendini güvende ve rahat hissettiği alan olarak adlandırılıyor. Minimum çaba ile belirli bir standardı yakaladığımız alan olarak da açıklayabiliriz. İnsan beyni minimum çaba ile maksimum fayda sağlamak eğiliminde olduğu için konfor alanı işlerimizi kolaylaştırıyor. Egomuzu da doyuruyor. Çünkü konfor alanında kendimizi başarılı ve rahat hissediyoruz. Risk almıyoruz, mevcut durumu devam ettiriyoruz.

Konfor alanı fiziksel de olabilir, manevi de. Fiziksel konfor alanı olarak bildiğimiz yerleri örnek verebiliriz. Mesela yurt dışına nazaran kendi şehrimizde çok daha rahat hissederiz kendimizi. Daha mikro olarak bakarsak şehri biliyor olmamıza rağmen kendi mahallemize geldiğimizde daha rahat hissederiz.

Manevi konfor alanına örnek olarak inançlar konusunu verebiliriz mesela. Yıllar öncesinde belirli bir politik görüşe karar verdiğimizi düşünelim. O görüşte belirli sıkıntılar görsek de onu değiştirmek zor gelir. Çünkü iyice araştıracak ve daha önceden oluşturduğumuz inançları irdeleyeceğiz. Bunu yapmak rahatımızı (konfor alanımızı) bozacağı için önceki görüşümüzü destekleyecek kanıtlar bulmaya çalışırız. Değiştirmenin yaratacağı rahatsızlıktan kaçınırız.

 

Neden Konfor Alanı?

Peki konfor alanı niye var? Neden aynı standardı korumaya çalışıyoruz? Standartlarımızı aşmaya çalışmıyoruz? Buna en büyük sebep ego diyebiliriz. Ego, rahatını bozmamak ve rahatsızlık yaşamamak adına yakaladığı standart ile devam etmeyi tercih ediyor.

Bu duruma örneği kendi hayatımdan verebilirim. Yazılarımı takip edenler bilirler 10 sene bankacılık sektöründe çalıştım. Hep kendi işimi kurmak istedim fakat o ilk adımı atmadım. Neden? Çünkü konfor alanımdan çıkmak zor geliyordu. Kurmuş olduğum bir düzen vardı. Sabah işime gidiyor, bildiğim işi yapıyor, memleketim olan şehirde tanıdığım firmalar ile çalışıyordum. Her ayın 1’inde maaşım yatıyordu, özel sigortam vardı, belirli bir çevre oluşturmuştum. Bunları bırakıp yeni bir sektöre adım atmak zor geliyordu. Çünkü yeni başlayacağım işte neler yaşayacağım belli değildi. Yeni iş için yeni çevre gerekiyordu. O çevreyi oluşturmak için yeni kişiler ile tanışmak gerekiyordu. Kuracağım işte maaşımdan daha düşük gelir elde edebilirdim. 10 yıllık tecrübe sahibi olduğum sektörü bırakıp yeni bir sektöre adım atmak stres yaratıyordu. Bu sebeple kendimce bahaneler bularak 10 sene erteledim. Karar verdikten sonrası ise çok kolay oldu. En önemli adım o kararı verebilmek.

 

Konfor Alanı Dışına Çıkmak

Konfor alanının dışında ne var? Şunu çok net söyleyebilirim büyük fırsatlar var. Konfor alanının dışında öğrenme alanları var, gelişim alanları var. Kendi sınırlarınızı genişletmeniz için büyük imkanlar var. Daha önce “Yapamam” dediğiniz şeyleri yapabildiğinizi görmenin hazzı var.

Konfor alanının dışına bir kez çıktığınızda olay biter mi? Tabi ki hayır. Konfor alanının dışına çıktığınızda da ego yeni konfor alanları kuracak kendine. Yeni sınırlar belirleyecek. Bu alanın tekrar oluştuğunun farkında olmalısınız. Gerektiğinde tekrar bu sınırları aşabilmelisiniz. Bir kez bu alanın dışına çıktığınızda; daha önce bunu yaptığınız ve aldığınız hazzı bildiğiniz için diğerleri daha kolay olacak.

 

konfor alanı
Konfor alanı 🙂

İhracatta Konfor Alanı

Buraya kadar konfor alanını açıkladım. Peki konfor alanının ihracat ile ne ilgisi var? Konfor alanı psikolojik bir durumken ihracat ise maddi bir alan ve hesap kitap işi. İhracatta konfor alanı ne demek?

 

İhracatta konfor alanı hakkında yazı yazmaya, danışmanlık için görüştüğüm ve/veya danışmanlık yaptığım firmalarda karşılaştığım durumlar üzerine karar verdim. Firmalar insanlardan oluşan organizasyonlar olduğu için insanların psikolojileri, kurumların psikolojisi oluyor.

 

İhracatta konfor alanının dışına çıkamama durumuna özellikle ihracata başlamak isteyen firmalarda karşılaşıyorum. Firmanın yurt içinde yıllardır oluşturduğu belirli bir müşteri portföyü var. Ürün aldığı yerler belli, sattığı müşterileri belli. Hangi müşterinin nasıl ödeme yaptığı belli. Eğer belirli bir ilden yeni müşteri gelirse o müşteri hakkında nereden istihbarat alacağını biliyor. Yani oluşturduğu konfor alanında hayatını idame ettiriyor.

İhracat yapmaya karar vermek ise bu konfor alanının dışına çıkmak anlamına geliyor. Daha önce hiç satış yapmadığı ülkelere satış yapmak için emek verecek. Yeni müşteriler bulacak. Üstelik bunları, kendi dilinden farklı bir dilde yapacak. O ülkenin kültürü ve kuralları ile ticaret yapmaya çalışacak. Bunlar zor geldiği için birçok firma ihracata başlamayı erteliyor. Ve kendisini rahatlatmak adına da bunun için bahaneler buluyor. “Bu ara çok yoğunuz, şu fabrika inşaatı bitsin de başlarız, ben yabancı dil bilmiyorum” gibi.

 

Benzer durumu hali hazırda ihracat yapan firmalarda da yaşıyorum. Belirli bir ihracat pazarı olan firmalara yeni pazarlar öneriyorum. Veya mevcut operasyonunu geliştirerek daha fazla kâr elde edebileceğini anlatıyorum. Alınacak yeni bir belge ile maliyetlerini düşürebileceklerini belirtiyorum. Fakat önerilerim, konfor alanının dışına çıkmayı gerektirdiği için genelde cevap şu oluyor: “Biz iyiyiz böyle” 🙂 Yeni müşteriler bulmak yerine mevcut müşterilerine ihracatlarını artırmayı tercih ediyorlar. Hatta bazıları artırmaya bile çaba göstermiyor, mevcut ihracat rakamlarının devam etmesini yeterli buluyor.

 

Ne Yapmak Gerek?

 

Peki konfor alanının dışına nasıl çıkabiliriz? Neler yaparsak kendi sınırlarımızı aşabiliriz?

 

  • Farkındalık
    Öncelikle konfor alanının olduğunu bilmemiz gerekiyor. Durumun farkında olalım ki değiştirme kararı alabilelim. Konfor alanımızı aştığımızda yeni konfor alanlarının da oluşacağını unutmamamız gerekiyor.
  • Yapılana odaklanma
    Aklımızda hep yapamadıklarımız, yapmak istediklerimizi var. Bu durum da bizi rahatsız ediyor. Konfor alanını aşabilmek için daha önce başardığımız işleri düşünebiliriz. Yapılacak yerine yapılana odaklanma iç motivasyonumuza katkıda bulunur. Firmayı ilk kurduğunda cebinde hiç parası kalmayan birçok kişinin şu an ulaştığı servetleri biliyor, görüyorum. Birçoğu bu günlere geleceklerini hiç düşünmediklerini söylüyorlar. Firmalarını kurdukları ilk günleri hatırlayıp nelerin üstesinden geldiklerini hatırlamak konfor alanını aşmak için güç verecektir.
  • Hedef koyma
    Her firmanın hedefi var. Bu hedefler genelde yüzdesel olarak hesaplanıyor. “Satışlarımızı bir önceki seneye göre %30 artırmak istiyoruz” gibi. Bu hedefler tabi ki olmalı, kesinlikle karşı değilim. Buna ilave olarak daha büyük hedefler de konmalı diyorum. “Bu sene ihracatını en fazla artıran firma olacağım” veya “Ülkemizden X ülkesine ihracat yapan ilk firma olacağım” gibi daha büyük ve manevi hedefler motivasyon açısından daha etkili oluyor.

 

Bu yazıdan sonra konfor alanlarınızın farkına varın ve onları aşmak için neler yapabilirsiniz biraz düşünün. Konfor alanınızı ne kadar genişletirseniz kendinize güveniniz de o kadar artacaktır. Konfor alanını aştıktan sonra oluşacak yeni konfor alanları olduğunu unutmayın, süreklilik için onları da aşmanız gerektiğini kendinize sık sık hatırlatın.

 

Saygı ve sevgilerimle,

 

Ümit Osman YILMAZ

ihracatEksperi.com

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir