erteleme

Neyi Bekliyorsun?

 

Yapmanız gereken veya yapmak istediğiniz bir şey var. 2 seçenek çıkıyor karşımıza :

  • Hemen şimdi yapmak/başlamak
  • Sonra yapmak/ertelemek

 

Siz hangisini tercih ediyorsunuz? İş hayatınızda, özel hayatınızda daha çok hangi kategoriye giriyorsunuz?

Her insanın özel hayatında nasıl davrandığını bilmek mümkün değil. Özel hayat kısmındaki kararlar kişinin kendisi ile ilgili fakat iş dünyasındaki karar verme tarzı birçok kişiyi etkilediği için iş hayatında bu durum ile ilgili konuşmak mümkün.

 

erteleme

 

İş hayatındaki tecrübem sebebi ile birçok kişinin 2.kategorideki şekilde davrandığını söyleyebilirim. Ertelemek daha rahat geliyor. Konfor alanınızı –o an için- korumaya devam ediyorsunuz. Karar verme sürecindeki zorluğu bir süre daha yaşamamaya devam ediyorsunuz. Bu durum size başta ekstra zaman kazandırmış gibi geliyor fakat size verilen zamanın sonuna geldiğinizde veya zaman geçmesine rağmen o işe başlamadığınızı gördüğünüzde; stres başlıyor.

 

Ertelemenin altında yatan bazı sebeplere beraber bakalım:

  • Anlamsızlık → Erteleme

    Eğer o iş, size anlamlı gelmiyor yani ilginizi çekmiyor, sizi motive etmiyorsa o işi yapmayı erteleyebiliyorsunuz. Eğer çalışansanız, patronun talebi size saçma gelebilir. Veya patronsanız size verilen teklif, sizde heyecan uyandırmadığı için karar vermeyi erteleyebilirsiniz.

  • Mükemmelliyetçilik → Erteleme

    Araştırmalar, mükemmeliyetçi insanların daha sık ertelediğini gösteriyor. Başlangıçta hiç bir şey mükemmel olmayacaktır. Bir yerden başlamakta fayda var. Bu websitesini ilk açtığımda yazdığım fakat şu anda ifade tarzımı beğenmediğim için siteye yüklemediğim birçok yazı var. Mükemmel olmasını beklemeyip yazdıkça yazma kaslarım gelişti. Gelişmesini istediğimi kası kullanmalıyız. Örneğin kitap yazmak istiyorsanız, her gün düzenli yazmalısınız ki her gün gelişme gösterebilesiniz.

  • Nereden başlayacağını bilmemek →Erteleme

    Eğer bir işe nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız o işi erteleme ihtimaliniz artıyor. Bu duruma, kendi işimden örnek verebilirim.
    İhracat yapmak isteyen ve bu niyetini farklı yerlerde birçok kez ifade eden şirketler var. Fakat ihracat konusunda bir bilgisi yok. İhracat yapmak istiyor fakat nereden başlayacağını bilmiyor. Bu nedenle bu konuda bir karar vermeyi, bir adım atmayı sürekli erteliyor.

  • Bilgi, beceri, donanım → Erteleme

    Eğer o işi yapmak için gerekli bilgi beceriye sahip değilsek erteleme eğilimi artıyor. İhracat için örnek olarak İngilizce bilmediği için ihracata başlamamayı verebiliriz. İngilizce öğrenmek yerine, İngilizce bilmediği için ihracata başlama kararını ertelemek, firma sahipleri için daha kolay geliyor. Çünkü İngilizce öğrenmek için konfor alanını bozmak zorunda. Şu anda halinden memnun olduğu için bunu yapmak istemiyor ve sürekli erteliyor.

  • Güven → Erteleme

    Farklı yazılarda da bahsettiğim gibi güven işin en önemli kısmı. Şahıs olarak kendimize güvenmemiz gerektiği gibi firma olarak da ürünlerimize, iş yapış şeklimize güvenmemiz gerektiğini birçok farklı yazıda belirttim.
    Bir karar verip o kararı uygulamaya başladığımızda, başkalarından olumsuz geri bildirimler gelebileceğini düşünüyorsak o işi erteleme eğilimi artıyor. Bir anlamda o tepkilerden kaçıyoruz çünkü güven eksikliği sebebiyle o tepkilere maruz kalmak istemiyoruz.

  • Alışkanlık → Erteleme

    Bir hareketi çok sık yapmaya başladığınızda artık karakter haline gelir. Yapılması gereken, bu durumun farkına varmak ve erteleme alışkanlığını azaltmak. Gandhi’nin meşhur sözünü tekrar hatırlayalım:

 

Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür… Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür… Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür… Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür… Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür… Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür… Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür. Gandhi


gandhi, erteleme

 

Kısaca erteleme; niyetle eylem arasındaki boşluktur. Erteleme, bilmekle yapmak arasındaki boşluktur.

Bir ağaç dikmek için en uygun zaman 20 yıl öncedir. En uygun ikinci zaman ise şu andır.

 

Aynı durum iş yapmak için de geçerli. İş kuran firma patronlarıyla konuştuğumda çok planlama yapmadan bir yerden başladıklarını öğreniyorum. Daha sonra da yaptıkça gerisi gelmiş. Mükemmel olsun diye ertelememişler. Kendilerine güvenmişler, bir yerden başlamışlar. İşlerini düzgün yaptıkça da büyümüşler.

İhracat için görüştüğüm ve benden teklif isteyen firmalarda da bu durumu yaşadığım oluyor. “2018 olsun da bakalım” demek bir amaca hizmet etmiyor. İhracata bir yerden başlamak gerekiyor. 2018’de ne değişecek? Sadece takvimler değişecek ve siz de bir miktar daha zaman kaybetmiş olacaksınız.

O yüzden naçizane tavsiyem kendinize güvenmeniz ve harekete geçmeniz. Evren hareketi alkışlar. Eyleme geçmek yerine kafanızda sadece düşünüyor olmak bir amaca hizmet etmez. Aklınıza gelen bir iş fikrini eyleme dökmedikçe, iş haline gelemez. Aklınızda fikir olarak kalmaya devam eder. Daha sonra o fikri sizin gibi düşünen biri, sizin aksinize eyleme geçer ve gerçekleştirir. O fikrin iş haline geldiğini gördüğünüzde şu cümleler düşer dudaklarınızdan : “Valla benim aklıma gelmişti”.

 

İşinden mi memnun değilsin? Değiştir, neyi bekliyorsun?

İhracat mı yapmak istiyorsun? Bir an önce başla, neyi bekliyorsun?

Kendi işini mi kurmak istiyorsun? Sen beklerken diğerleri kuruyor bile. Sen neyi bekliyorsun?

 

Cesur ve güvenli kararlar diliyorum.

 

Ümit Osman YILMAZ

ihracateksperi.com

 

 

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir